28 Ayın Sessizliği: Kale'de Büyümek, Sabretmek ve Görmek
- Saliha Zeynep Akdemir
- 9 Haz
- 2 dakikada okunur
6 Şubat 2023 sabahı 04:17'de her şey değişti. O günden bu yana tam 28 aydır memleketim Malatya'nın Kale ilçesindeki köyümde yaşıyorum. Depremin ardından yıkılan sadece şehirler değildi, insanın içindeki güven, düzen ve bildiği her şey de yerle bir oldu. Ben de kendimi bir anda şehirden uzak, doğaya yakın ama her şeyden çok kendime daha yakın bir yerde buldum: çocukluğumun köyü.
O gün bugündür buradayım. Daha önce sadece bayramdan bayrama uğradığım, toprağını öylesine çiğnediğim bu köy artık evim oldu. Ve bu ev, bana hayatımda hiç tatmadığım şeyleri öğretti.
Köyde Yaşamak Değil, Köyün İçine Girmek
Bu 28 ayda sadece Kale’de yaşamadım; Kale’nin içinde yaşadım. Sabah horoz sesiyle uyanmak, akşam keçi melemeleriyle günü kapatmak artık olağan şeyler. Ama asıl alışması zor olan şey, doğa değil insandı.
Çünkü bu süreçte, hayatımda hiç olmadığı kadar buradaki insanlarla haşır neşir oldum. Akraba dediklerimi gerçekten tanımaya başladım. Bazılarının maskesi sessizlikte düştü. Kalabalığın değil, yalnızlığın içinde insanın gerçek yüzü daha net görünüyormuş. Fitneyle karışmış sözler, küçük köyün dar sokaklarında yankılanıyor ama bir o kadar da kolay deşifre oluyor.
Her Gün 45 Kilometre Yol
Her sabah, Kale'deki köyümden kalkıp 45 kilometre yol giderek şehir merkezine işe gitmek... Zihinsel olarak değil, bedenen de yoran bir tempo bu. Ama o yollar, bana sadece yorgunluk değil, dayanıklılık da öğretti. Asfaltın her kıvrımında, sabrın başka bir hâlini yaşadım.
Zorlandım evet. Ama aynı zamanda büyüdüm, olgunlaştım. Kendi kendimi nasıl teskin edebileceğimi, yalnızken bile nasıl güçlü kalabileceğimi öğrendim. “Ben buna sabredemem” dediğim ne varsa, meğer sabır benim içimde bir su gibi varmış. Sadece nasıl akacağını bilmiyormuşum.
Çatıdaki Kedi, Bahçedeki Horoz ve Kalpteki Sessizlik
Evimizin balkonunda doğmuş bir kediyle geçirdiğim zamanlar da oldu. Kedimiz Numan ve arkadaşları, geceleri çatıda sanki komşunun çocukları koşuyormuş gibi çıkan seslerle beni uyandırıyordu. Ve evet, sonunda çatıya çıkan iki merdiveni de indirdik. Şimdi artık ses yok. Sessizlik galip geldi. Tıpkı içimdeki bazı fırtınaların dindiği gibi.
Bahçedeki horoz hâlâ ötüyor. Hemen yanı başımda, sanki “gün başladı, hadi sabretmeye devam” der gibi.
Köyde Öğrendiklerim
Bu süreç bana şunu öğretti:
Hayat, her zaman sana sevdiklerini sunmaz. Ama seni büyütmek için bazı şeyleri senden alır.
Ve o yoklukta, sen kendini bulursun.
Kim gerçekten senin yanında, kim seni sadece duymuş gibi yapan… hepsi bu sessizlikte netleşir.
Ve bazen 65 sn. süren bir deprem bazılarımız için sadece fiziksel bir değişiklik değil, bir devrin kapanışı olur.
Komentáře